Yabancı Dil Kursları Tarafından Alınan Senetlerin İcra Takibine Konu Edilmesi

 

Yabancı Dil Kurslarının yasal dayanağı, 5580 sayılı Özel Öğretim Kurumları Kanunu kapsamında düzenlenen Millî Eğitim Bakanlığı Özel Öğretim Kurumları Yönetmeliği’dir. Yabancı dil kursları, ilgili yönetmelikte özel öğretim kursu olarak tanımlanmaktadır. Özel Öğretim Kursu yönetmeliğin  4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (p) bendinde “Özel öğretim kursu: Kişilerin, Bakanlıkça belirlenmiş bilim gruplarına uygun eğitim ortamlarında, (Değişik ibare: RG-19/2/2020-31044) ortaöğretim seviyesinde ilgi ve isteklerine uygun öğretim programları doğrultusunda, bilgi, beceri, yetenek ve deneyimlerini geliştirdiği, serbest zamanlarını değerlendirdiği (Mülga İbare: RG-13/1/2017- 29947) (…) (Değişik ibare: RG-5/8/2016-29792) bir bilim grubunda eğitim veren özel öğretim kurumlarını,” şeklinde tanımlanmıştır. Buna göre Yabancı dil eğitiminin tarafları kursiyer ve özel öğretim kurumudur. Taraflar arasında kurulan hukuki ilişki 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun’un m. 3/k bendi kapsamında tüketici işlemidir.

Özel Öğretim Kurumu ve kursiyer arasından düzenlenen hizmet sözleşmesi ile kurum eğitim verme borcuna girmekte kursiyer ise eğitim hizmetine mukabil olarak bir bedel ödeme yükümlülüğüne girmektedir. Uygulamada genellikle kursiyer tarafından kısmi bir ödeme yapılmakta ve kalan miktar taksitlendirilerek her bir taksit bakımından tüketici senedi düzenlenmektedir. Kursiyer tüketici olduğundan, Özel Öğretim Kursunun alacağı senetlerin ne şekilde düzenleneceği yine Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun’un 4/5 bendinde “Tüketicinin yapmış olduğu işlemler nedeniyle kıymetli evrak niteliğinde sadece nama yazılı ve her bir taksit ödemesi için ayrı ayrı olacak şekilde senet düzenlenebilir. Bu fıkra hükümlerine aykırı olarak düzenlenen senetler tüketici yönünden geçersizdir.” şeklinde düzenlenmiştir. Buna göre kursiyerden alınan senetlerin her bir taksit için ayrı ayrı düzenlenmesi ve senetlerin nama yazılı olarak düzenlenmesi yasal zorunluluktur. Bu şartlara aykırı olarak düzenlenen senetler kursiyer yönünden geçersiz olacaktır.

Taraflar arasında sözleşme akdedilmesi akabinde, kimi durumlarda kursiyer tarafından sözleşmeden cayılmakta ve yapılan ödemelerin iadesi talep edilmektedir. Yapılan ödemelerin iadesi Millî Eğitim Bakanlığı Özel Öğretim Kurumları Yönetmeliği m. 56’da: “Kurumlara kaydolan öğrenci ve kursiyerlerden; Öğrenim ücretini yıllık olarak belirleyen okul öncesi eğitim kurumu, ilkokul, ortaokul, özel eğitim okulu, ortaöğretim okullarında okuldan ayrılanlara yıllık ücretin yüzde onu dışındaki kısmı iade edilir. Öğretim yılı başladıktan sonra ayrılanlara yıllık ücretin yüzde onu ile öğrenim gördüğü günlere göre hesaplanan miktarın dışındaki kısmı iade edilir.” şeklindeki düzenleme ile ödenen kayıt ücretinden %10’luk kesinti ve öğrenim görmüş ise eğitim verilen günlere göre hesaplanan miktarın kesinti yapılarak ödeme yapılabileceği düzenlenmiştir.

Bununla birlikte, kursiyer yukarıda belirtilen taksitle satış sözleşmesi kapsamında tüketici senedi vererek kayıt olmuş ise taraflar arasından düzenlenen sözleşme 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun’un 17. maddesi uyarınca taksitle satış sözleşmesi kapsamında olacaktır. Bu durumda kursiyer yine aynı kanunun 18. Maddesi uyarınca “Tüketici, yedi gün içinde herhangi bir gerekçe göstermeksizin ve cezai şart ödemeksizin taksitle satış sözleşmesinden cayma hakkına sahiptir.” 7 gün içerisinde cayma hakkını kullanarak herhangi bir gerekçe göstermeden ve cezai şart ödemeksizin sözleşmeden cayabilecektir. Kursiyerin sözleşmeden cayması halinde, kursiyer tarafından özel eğitim kursuna verilen tüketici senetleri de konusuz kalacaktır.

Yukarıda belirtilen nedenlerle kursiyer tarafından verilen senetlerin, ilgili kanun maddesi ile belirlenen şekil şartlarına uygun olmaması ve kursiyer tarafından cayma hakkının kullanılmış olmasına rağmen tüketici senetlerinin icra takibine konu edilmesi, başlatılan icra takibini geçersiz kılacaktır.

Özdemir Avukatlık & Arabuluculuk Bürosu

——————————–

 

*İşbu çalışma içerisinde yer alan değerlendirmeler hukuki tavsiye niteliği taşımamaktadır. Ayrıca zaman içesinde mevzuatta olabilecek değişiklikler nedeniyle güncel durumu yansıtmayabilecektir.  Bu sebeple paylaşılan değerlendirmelerden ötürü Özdemir Avukatlık Bürosu sorumluluk kabul etmez. Paylaşıma konu çalışma kapsamındaki soru ve sorunlarınız bakımından hukuki danışman görüşü alınması tavsiye olunur.

 

İCRA TAKİBİNE İTİRAZ

İcra takibine itiraz

İcra takibi ilamlı ve ilamsız olmak üzere ikiye ayrılır. İlamlı icra takibi bir mahkeme kararına dayanılarak başlatılan takip türüdür. İlamsız icra takibi mahkeme kararı bulunmaksızın alacağın tahsili için başlatılabilecek icra takip türüdür.

İlamsız icra takibi alacaklının elinde alacağını kesin olarak ortaya koyan bir mahkeme ilamı, senet, sözleşme vs. bulunmasa dahi icra müdürlüğüne vereceği bir takip talebi ile borçlu aleyhine genel haciz yoluyla icra takibi başlatabilir.

Alacaklı tarafından gerçekleştirilen ilamsız icra takibi itiraz edilmediği taktirde kesinleşir ve borçlunun malvarlığı üzerinde haciz işlemleri gerçekleştirilebilir.

İcra takibine itiraz,

Borçlu olduğu iddia edilen şahıs eğer borçlu değilse veya herhangi bir sebepten dolayı borcu ödememekte haklı olduğunu düşünüyorsa ödeme emrine itiraz etmesi gerekir.  Bu alanda uzmanlığa sahip olarak, hak ve yükümlülükleriniz konusunda bilgi sahibi olmak adına İstanbul icra avukatı Şişli Avukat, Beşiktaş Avukat uzmanlığına danışabilirsiniz. Daha fazla oku “İCRA TAKİBİNE İTİRAZ”

HARCAMA İTİRAZI -(CHARGEBACK )

 

Bana ait olmayan bir harcama için nasıl harcama itirazı yapabilirim? İtirazı kaç gün içinde yapmam gerekir? Kredi kartınızla yapılan şüpheli veya hatalı harcamalarınız için itiraz hakkınız bulunmaktadır. Banka aracılığıyla yapılan tüketici işlemlerinde banka çeşitli sebeplerden dolayı kendisine başvuru imkanı sağlamaktadır. Harcama itirazı başvurusu yapmak için belirli şartlar aranmaktadır. Bunlardan ilki harcama itirazının konusu aşağıda belirtilen konulardan olmalıdır.

  1. İşlem(ler)in yetkilendirmediğiniz üçüncü kişiler tarafından yapılmış olması,
  2. Kayıp/çalıntı kartını​zla bilginiz haricinde işlem(ler) yapılmış olması,
  3. İşlem(ler)e konu ürün/hizmetin alınamaması/eksik alınması,
  4. Diğer sebepler;
  5. Birden fazla yansıyan işlem olması,
  6. İşlem tutarının farklı olması,
  7. Satın alınan ürün/hizmetin satıcının belirttiği özelliklerden farklı olması,
  8. Ödemenin farklı bir şekilde yapılmasına rağmen (başka bir kredi kartı, nakit, havale, EFT, çek vb.) aynı tutarın kredi kartına da yansıtılması,
  9. İşlemin iptal/iade edilmesine rağmen iadenin karta yansımaması,
  10. ATM’den eksik nakit çekim yapılması veya hiç çekilememesi durumları

Buradaki konulardan belki de en önemlisi işlem(ler)e konu ürün/hizmetin alınamaması/eksik alınmasıdır. Zira bu konu tüketicilerin başına sık sık gelmekte ancak çoğu zaman bankanın sorumluluğu olmayacağı düşüncesiyle tüketici harcama itirazı için bankaya  başvurudan kaçınmaktadır. Kredi kartı ile satın alınan ürünün teslim edilmemesi, hizmetin alınmaması yahut eksik alınması durumunda kredi kartını veren bankanın sorumlu olacağı yargı kararları ile de sabit bir durumdur. Tüketiciler yaşadıkları mağduriyete ilişkin çoğu zaman Tüketici Hakem Heyeti, Tüketici Mahkemesi yahut tüketici işlemlerinden kaynaklı zorunlu arabuluculuğa başvuruyu yeterli zannetmektedirler. Ancak belirttiğimiz durumda banka sorumluluğu da vardır.

Tüketicinin işlem(ler)e konu ürün/hizmetin alınamaması/eksik alınmasında durumunda harcama itirazı başvurusunda banka gerekli incelemelerle birlikte satıcıdan malın teslim edilip edilmediği, hizmetin alınıp alınmadığı yahut eksik veya tam bir hizmetin sağlanıp sağlanmadığı hususunda bilgi isteyecektir. Bankanın satıcıdan istediği belgelerde eksiklik olması yahut hiç belge sunulmaması durumunda itiraza konu olan söz konusu işlem tutarı işyeri bankası tarafından ilgili işyerinden tahsil edilir ve kart sahibi bankaya aktarılır. Bu konuya ters ibraz(chargeback) denilmektedir.

Harcama itirazı başvurusu nasıl yapılır?

Harcama itirazı başvurusu yukarıda belirttiğimiz konular ile ilgili itirazı olan kişiler tarafından ilgili bankaya yapılır. İtiraz başvurusu çoğu zaman ilgili bankanın internet sitesinde belirtilen formun doldurulması suretiyle yapılır. İşlem(ler)e konu ürün/hizmetin alınamaması/eksik alınması hususunda harcama itirazı başvurusunda bulunuluyorsa belirtilen form veya dilekçenin ekine ; tüketici hakem heyeti başvurusu varsa savcılığa başvuru yahut dava dilekçesi gibi somut verilerin eklenmesi itirazı desteklemesi açısından son derece önemli olacaktır.

Harcama itirazı başvurum ne zaman sonuçlanır?

Her bankanın itiraza ilişkin değerlendirme süresi değişiklik arz etmektedir.

Yazımız genel bilgilendirme amaçlı olup, konuyla ilgili detaylı bilgi ve sorularınız için İstanbul Tüketici hukuku avukatı ile görüşmenizi tavsiye ederiz.

Özdemir Avukatlık & Arabuluculuk Bürosu

——————————–

 

*İşbu çalışma içerisinde yer alan değerlendirmeler hukuki tavsiye niteliği taşımamaktadır. Ayrıca zaman içesinde mevzuatta olabilecek değişiklikler nedeniyle güncel durumu yansıtmayabilecektir.  Bu sebeple paylaşılan değerlendirmelerden ötürü Özdemir Avukatlık Bürosu sorumluluk kabul etmez. Paylaşıma konu çalışma kapsamındaki soru ve sorunlarınız bakımından hukuki danışman görüşü alınması tavsiye olunur.

TAŞINMAZ REHNİ – İPOTEK

Ayni haklara dolayısıyla bir ayni hak olan taşınmaz rehnine (ipotek) hakim olan başlıca iki ilke belirlilik ve açıklık ilkesidir. Ayni hakların temel özelliğinin herkese karşı ileri sürülebilir olmasından kaynaklanan ve bu nedenle ayni hakkın herkes tarafından bilinmesi gerekliliği açıklık ilkesini, açıklık ilkesi ile hak sahipleri dışında da üçüncü kişilere eşya üzerinde ayni bir hak olduğu gösterilmekte ve üzerinde ayni bir hak sahipliği bulunan eşyanın ne olduğunun herkes tarafından anlaşılabilir kesin çizgilerle belirtilmesi gerekliliği de belirlilik ilkesini meydana getirmektedir. Bu iki ilke sayesinde taşınmaz rehnin sınırları belirlenmekte ve üçüncü kişiler tarafında bilinebilmektedir. Bu yazımızda taşınmaz rehni  yani diğer adıyla taşınmaz ipoteğini inceleyeceğiz.

Daha fazla oku “TAŞINMAZ REHNİ – İPOTEK”

İRTİFAK HAKLARINA İLİŞKİN İLAMLARIN İCRASI

İcra, borçlunun alacaklıya karşı yapmak veya ödemekle yükümlü olduğu bir şeyi devlet zoruyla yerine getirmesinin sağlanmasıdır. Borçlu tarafından yerine getirilmeyen edim bir para veya teminat alacağı olabileceği gibi bir işin yapılması, yapılmaması veya bir irtifak hakkının tesisi ya da kaldırılması şeklinde edimler de olabilir. Yerine getirildiği taktirde alacaklı için bir yarar sağlayan edimler hukuken korunarak cebri icranın konusunu oluşturabilmektedir. Ancak bu edimin yani alacağın cebri icraya konu edilebilmesi için sadece alacaklıya menfaat sağlaması yetmez. Bunun yanında bir takım şartlar da gerekmektedir. Daha fazla oku “İRTİFAK HAKLARINA İLİŞKİN İLAMLARIN İCRASI”

Kredi Kartı Sözleşmesi, Şişli Avukat, Beşiktaş Avukat, Beşiktaş Hukuk Bürosu

Kredi Kartı Sözleşmesi-İstanbul Borçlar Hukuku Avukatı

[embeddoc url=”https://docs.google.com/viewerng/viewer?url=https://www.ozdemiravukatlik.com/wp-content/uploads/2020/04/kredi-karti-sozlesmesi.pdf&hl=en” download=”all” viewer=”google” ]